gebelikte rahim içi kanama alanı
Gebeliktekanama olduğun Gebeliği sağlıklı bir şekilde devam etmiş anne adayının bu ultrason görüntülerinde rahim içinde oldukça geniş bir hematom görülüyor.
Dahaönceden dış gebelik geçirmiş bir kadında da yeni gebelikte dış gebelik görülme riski artmıştır. Rahim içi araçların (RIA, spiral, anten) dış gebelik riskini arttırıp arttırmadığı da tartışma konusudur. RIA’lar tüm gebelik ihtimallerini azaltır ki zaten doğum kontrol yöntemi olarak kullanılmaktadır.
Buhaftaya kadar büyüme düzensiz olsa da 20 haftalık gebelikte rahim büyüklüğü artık göbek deliğinin hizasına kadar gelmiştir. Rahim, 20.haftadan itibaren daha düzenli büyür. Hamileliğin 20. haftasından sonra rahim her hafta 1 cm büyümelidir. Örneğin 20. haftada rahminin büyüklüğü 20 cm ise, bir sonraki muayenede (4
Östrojenhormonunun rahim içi polip gelişiminde etkisi olduğu düşünülmekte olup polipler çoğunlukla herhangi bir belirti vermezler. Bununla birlikte düzensiz vajinal kanama rahminde polip olan kadınların sıklıkla karşılaştığı bir durumdur. Aynı zamanda kahverengi vajinal akıntı görülmesi mümkündür.
Ertesi gün hapları, prezervatifin yırtılma, delinme, yerinden çıkması, rahim içi aracın yerinden kayması gibi ) oluşabilecek muhtemel gebeliğin önlenmesinde uygulanır. All Kadın Hastalıkları Gebelik ve Doğum Kısırlık ve Tüp Bebek Genital Estetik Vajinismus Aile Planlaması Lazerle Genital Estetik Menopoz
Les Sites De Rencontre Gratuit Pour Mariage. Arkadaşlar lütfen bisey söyleyin 4+5 günlük gebelik var doktor keseyi goremedi ama rahim içinde kanama var dedi Dış gebelik olabilir dedi kan testi istedi Başına gelen var mı Allah aşkına bişey söyleyin
Hamilelikte Rahim Duvarı KalınlaşmasıHamilelik Dışında Rahim Duvarı KalınlaşmasıRahim Duvarı Kalınlığı Nasıl Anlaşılır?Rahim Duvarı Kalınlaşması Nasıl Geçer? Rahim duvarının kalınlaşması, çeşitli sebeplerle duvarın normal kalınlığın üzerinde olması olarak kısaca tarif edilebilir. Aslında her kadının rahim duvarı regl dönemine kadar kalınlaşır ve patlama yaşayarak kanama oluşur, eğer burada hamilelik var ise, kanama gerçekleşmez ve rahim duvarı kalın kalır. Hamilelikten önce fazla rahim duvarı kalınlığı var ise, bu durum hamile kalmaya engel olabileceği için tedavi edilmelidir. Hamilelik dışındaki sebeplerden aşağıda detaylı olarak bahsedeceğiz. Hamilelikte Rahim Duvarı Kalınlaşması Cinsel beraberlik esnasında vajinaya gelen sıvıda bulunan spermlerden bir tanesi rahimdeki yumurtayla birleşince döllenme gerçekleşir. Döllenen yumurta da çoğalır ve küçük bir yumruk haline gelir. Bu esnada anne adayının karnındaki bebeğin daha iyi beslenebilmesi için rahim duvarı kalınlaşır. Daha sonra küçük hücre yumağı, bebek haline gelir ve beslenebilmek için rahim duvarının içine gömülür ve burada hayatını devam ettirmeye başlar. Bu bebek oluştuğunda ilk haftalarda bu şekilde yaşar. Ardından annesinin hormonlarıyla, Rahim kası içinde annenin damaları ve bebeğinin hücrelerinden meydana gelen bir alan, eş ortaya çıkar. Eş, yaklaşık iki yüz seksen günlük bir gebelik süresinde bir kordonla su kesesi içerisinde rahimde olan bebeğin göbeğine bağlı olacak şekilde, onun annesinin karnından beslenmesini sağlar. Aylık periodlarda, yumurtalıklardan salgılanan bir hormone, adet döngüsünün ortalama ilk on dört gününde rahim tabakasını kalınlaştırmaktadır. Bu durum gebelik durumunda bebeğin gelişimine rahat bir ortam oluşması için ortaya çıkmaktadır. Hamilelik Dışında Rahim Duvarı Kalınlaşması Hamilelik olmadığında adet kanaması görülerek, iç zarda oluşan kalınlaşma da dışarı atılır. Bu döngü bozulduğu taktirde, rahimdeki kalınlaşma büyür ve de kalıcı hale gelebilir. Bunun sonucunda da “Endometrial Hiperplazi” adı verilen sorun yaşanmaya başlanır. Bu durum, rahmin normalden fazla bir şekilde kalınlaşması anlamına gelir. Bunun oluşmasının sebebi olarak, karaciğer hastalıkları, fazla östrojen, fazla kilolar ve hormonal kaynaklı tümörler gösterilebilir. Ne tip olursa olsun, rahim zarında kalınlaşma sorunun tedavi edilmesi gerekmektedir. Çünkü bu hastalık, eğer yumurtlamadan kaynaklı ise, altında yatan nedenleri çözülerek tedavi edilebilir. Fakat durum, obezite ve şişmanlıktan kaynaklanıyorsa, anne adayı hemen bir diyetisyene gitmeli ve kilo vermeye başlamalıdır. Tedavi sonrasında da kişi kesinlikle takip altında olmalı ve kontrol amaçlı rahimden örnek alınarak incelenmelidir. Bu rahatsızlıklarda, anne üreme çağındaysa kürtaj ve ilaç tedavisi yüzde doksan başarılı sonuç verir. A tipili Hiperplazilerdeyse, çoğunlukla menepoz evresinde olan kadınlarda acilen cerrahi müdahale gerekmektedir. Menepoz dönemi sona erdiğinde ise en kesin sonuç veren yöntemse, rahmin alınmasıdır. Çocuk isteyen ve üreme çağında olan bu hastalar çok dikkatli tedavi edilmelidir. Doğum bittikten sonra annelere, genellikle rahmin alınması öneriliyor. Rahim Duvarı Kalınlığı Nasıl Anlaşılır? Birçok belirtisi vardır ancak genel olarak şu başlıklar altında toplayabiliriz Regl dönemlerinde aşırı kanama Regl gecikmeleri Ani sıcak basmaları Cinsel ilişki esnasında eskiye oranla acı duyma hissi Cilt sivilceleri ve lekeleri Vücut tüylerinde oluşan anormal artış Genel olarak bu belirtiler rahim duvarı kalınlaşmasının zararlarıdır. Rahim Duvarı Kalınlaşması Nasıl Geçer? Tedavi için öncelikle mutlaka doktorunuza danışmanız gerekmektedir. İncelmeyi sağlayacak bazı yöntemler vardır ancak bunların hiçbiri kalıcı çözüm değildir. Hint Yağı Masajı Pelvik bölgenize ve karın bölgenize 10-15 dakika kadar masaj yaparak ağrılarınızı azaltabilirsiniz. Buz Torbası Buz torbasını 10 dakika kadar bekleterek, rahim duvarınızın incelmesine destek olabilirsiniz. Balık Yağı Omega 3 kaynaklı besinlerin rahim duvarı kalınlaşmasına iyi geldiğini söyleyebiliriz. Bu nedenle balık yağından destek alabilirsiniz. Eğer gebelikte gelen vajina ağrısıyla ilgili bir probleminiz var ise Yumurtlama dönemi belirtileri için makalelerimize göz atabilirsiniz. Uzman kadromuz ve deneyimli editörlerimiz ile anne, babalara ve bebeğin yakınında olan herkese sorularının tüm cevaplarını vermek için 2001 yılından beri buradayız.
Rahim duvarı kalınlaşması nedir? Rahim duvarı kalınlaşması sonucu ne olur, gebeliğe engel midir? Rahim duvarı kalınlaşması, tıptaki adıyla endometrial hiperplazi; rahim iç dokusunda yer alan endometrium dokusundaki hücre sayısının artması durumudur. Rahim duvarı kalınlaşması, yumurtalıklardan salgılanan östrojen ve progesteron hormonlarının uyumsuz salgılanmasından dolayı oluşur ve ciddiye alınmadığı takdirde rahim ağzı kanserine neden olur. Normal şartlarda östrojenin fazla, progesteronun az olması gerekir ancak bu durumda bir dengesizlik hakimdir. Kadınların umursaması gereken rahatsızlıklardan biridir. Zira kansere yol açabileceği gibi cinsel ilişki ve gebelik sürecini de etkileyebilir. Peki, rahim duvarı kalınlaşması nedir, neden kalınlaşır, sonucu ne olur? Cinsellik ve hamilelik konusunda etkileri nelerdir? Rahim duvarı neden kalınlaşır? Hamilelik döneminde rahim duvarı her ay düzenli olarak kalınlaşır. Eğer kalınlaşmazsa bu duvar yırtılır, yani kadın adet olmaya başlar. Oluşumundan östrojen, bakımından progesteron hormonu sorumludur ve normal şartlarda östrojen fazla, progesteron az olmalıdır. Bu sürecin dengelenmemesi durumu aşırı kalınlaşmasına neden olur ki bu da kansere yol açmasa da gebelik için önemli bir konudur. Yeni adet görmüş genç kızlar ile düzensiz adet dönemine sahip kadınlarda görülebileceği gibi, çeşitli sağlık sorunlarına sahip kadınlarda da görülme riski fazladır. Obezite, menapoz, şeker hastalığı, polisetik over gibi durumlar, rahim duvarının kalın olmasına neden olabilir. Rahim duvarı kalınlaşmasının belirtileri arasında; aşırı halsizlik, vajinada hassasiyet, cinsel ilişki sırasında aşırı acı hissetme, ruh halinin değişiklik göstermesi, kalp atışının hızlanması, adet gecikmeleri ya da adet dönemindeki kanamanın artması, adet dönemleri arasında ara kanama veya lekelenme, vajinal kuruluk, aşırı tüylenme veya sivilcelenme yer alır. Rahim duvarı kalınlaşmasında cinsel ilişki nasıl olur? Rahim duvarı kalınlaşmasında cinsel ilişkiye girilip girilemeyeceği, nasıl etkilediği çokça kadın tarafından soruluyor. Bu konuda doktordan bilgi almak gerekmektedir zira, rahim duvarı kalınlaşması sonucu vajinada aşırı hassasiyet başlamasının yanı sıra cinsel ilişki sırasında acı çekme oranı da artar. Rahim duvarı kalınlaşması cinsel ilişki sürecini olumsuz etkileyebilir. Aşırı hassasiyet, ruh hali değişimleri ve acı eşiğinin düşmesi bunun önündeki en büyük engeldir. Yine de rahim duvarı kalınlaşması cinsel ilişkiyi nasıl etkiler konusunda profesyonel hekim desteği almanızı öneririz. Rahim duvarı kalınlaşması gebeliğe engel mi? Kadın hastalıklarına dair pek çok rahatsızlıkla ilgili asıl merak edilen şey genellikle hamileliğe etkilerinin nasıl olacağı oluyor. Annelik içgüdüsüyle hareket eden kadınların bu konuda da ilk merak ettiği şeylerden biri, Rahim duvarı kalınlaşması gebelik sürecini nasıl etkiler, gebeliğe engel midir?’ ya da Rahim duvarı kalınlaşması hamilelik belirtisi mi?’ soruları oluyor. Uzmanlara göre rahim duvarı kalınlaşması hamilelik belirtisi olabilir çünkü bu süreçte de rahim duvarı giderek kalınlaşmaktadır ancak önemli olan bu kalınlaşmanın kaç mm olduğudur. Yani normal bir şekilde mi yoksa anormal boyutlarda mı kalınlaşma görülmektedir. Buna göre; 6 mm nin altındayken hamilelik gerçekleşmez. Öte yandan, rahim duvarı kalınlaşması adet öncesinden ziyade adet döneminin ilk günlerinde kalınlaşmaya başlar. Rahim duvarı kalınlaşması adet döneminin ilk 1-2 gününde 1-4 milimetre arasında seyrederken, 5. Günden sonra döl yatağının gebeliğe hazırlanmasıyla kalınlığı 14 milimetreye kadar çıkar. Sonraki dönemde ise kalınlık 20 milimetreye kadar artabilir. Menopoz döneminde ise endometrial kalınlık 5 milimetrenin altında olmalıdır. Dolayısıyla, rahim duvarı kalınlaşması gebelik belirtisi olabilir. Rahim duvarı inceliği gebeliğe engel mi? Rahim duvarı inceliği gebeliğe engel mi değil mi, bu konuda net bir bilgi vermek mümkün değil. Ancak rahim duvarının kalın olması hamilelik belirtisi olabildiği gibi ince olması da bebeğin rahimde tutunamamasına neden olabilir. Bu durumda, rahim duvarı inceliği gebeliğe engel değil ancak düşük riskini artırıyor. İnce olması bebeğin tutunamamasına yol açabileceğinden hamilelik süreci daha da hassaslaşıyor. Rahim duvarı kalınlaşması incelmesi mümkün mü? Aslında uygulanan tedaviler rahim duvarı kalınlaşması inceltilmesine yönelik oluyor. Hap ya da iğne yoluyla progestin hormonu verilmesi başlıca tedavi yöntemlerinden biridir. Çoğu durumda ise dilatasyon ve küretaj uygulanır. Yani rahim duvarı kalınlaşması ameliyatı yapılır ve doktor, rahim ağzını genişletip fazla olan rahim dokularını alır. Tedavi, yaş ve belirtilerin şiddeti başta olmak üzere pek çok etkene göre değişiklik gösterebilir. Bazı durumlar cerrahi müdahale gerektirmeyeceği gibi bazı durumlardaysa ameliyat şarttır. Rahim duvarı kalınlaşması ameliyatı ne kadar sürer? Bu operasyon küçük çaplıdır. Mini bir cerrahi operasyonla rahip ağzı genişletilir ve fazlalık olan dokular küret denilen aletlerle alınır. Öte yandan bitkisel bir tedavisi bilinmemektedir. Rahim duvarı kalınlaşması ameliyatı ne kadar sürer konusunda net bir süre belirtemiyoruz ancak operasyonun ufak çaplı olması çok uzun sürmeyeceği anlamına geliyor. Rahatsızlığın kanser boyutuna ulaşmaması için tedavinin uzman bir doktor kontrolünde yapılması en uygunudur. Aksi halde hamileliği de olumsuz etkileyebilir. Rahim duvarı kalınlaşması bitkisel tedavi ile geçer mi? Alternatif tıp modern yöntemlerin yanı sıra çokça hastalıkta kullanılıyor. “Rahim duvarı kalınlaşması nasıl inceltilir, rahim duvarı kalınlaşması incelmesi mümkün mü?” diye soran hastalar, doktor tavsiyelerini uygulamanın yanı sıra yapabilecekleri bir şey var mı merak ediyorlar. Bunun için birkaç yöntem sayabiliriz; Buz torbası Buz torbasını 15 dakika kadar pelvisinizde bekletmek hem ağrıyı alır hem de incelmesine yardımcı olur. Hintyağı 10 dakika boyunca masaj yaparak karın bölgesine ve pelvik bölgeye uygulamanız durumunda ağrılarınız hafifler. Balık yağı Omega – 3 yağa asitlerinin rahim duvarı hücrelerinin büyümesine engel olabileceği gözlenmiştir. Dolayısıyla rahim kalınlaşmanın önüne geçme için balık yağı içebilirsiniz. Kil Kil – su karışımı hazırlayım 1 santimetre kalınlığında alt karnınıza sürün. Üzerine pamuk bir bez örterek kurumasını bekleyin. Kil sürmek, kalınlığın inceltilmesinde etkili olduğu söylenen yöntemlerden biridir. Rahim ağzı kanserine yol açar mı? Bu rahatsızlıkla ilgili sıkça sorulan sorulardan biri de kansere neden olup olmayacağıdır. Eğer hastalık ciddiye alınma, tedavi sürecinde gerekenler yapılmazsa bu durum, rahim ağzı kanserine kadar gidebilir. Ancak bu durum sizi korkutmasın. Rahim kalınlaşması vakalarının büyük bir kısmı iyi huyludur. Hormonal denge ile yani östrojen ve progesteron hormonları arasındaki uyumla ilgili olan bu rahatsızlık, çoğunlukla kansere doğru ilerlemez. Riskin az olduğu hiç olmadığı anlamına da gelmiyor. Zira rahim ağzı kanserinin belirtilerinden biri de rahim ağzı kalınlaşması olabilir. Rahim ağzı kanseri belirtileri arasında; adet, cinsel ilişki ve menopoz sonrası kanama, devamlı olan vajinal akıntı, normalden fazla süren ve şiddetli kanayan adet dönemleri yer almaktadır. Öte yandan yorgunluk hissi, vücudun çeşitli bölgelerinde ağrılar, ayaklarda şişme, idrar ve dışkı kaçırma ile iştah ve kilo kaybı da kanser belirtisidir. Yani sadece adet sürecine bakarak kesin bir yargıya varılamaz. İki süreç arasında benzer belirtiler bulunmasının yanı sıra farklılıklar da vardır. Bunun için en sağlıklısı, belirtilerden birkaçının gözlenmesi durumunda hekime başvurulmasıdır. Her iki süreç de boşlanmaması gereken ciddi durumlardır. Özellikle rahim duvarı kalınlaşmasının gebelik sürecindeki etkileri kadınları tedirgin eder. Dolayısıyla anne olmak isteyen kadınların kontrolü ve tedavi için yapılacakları aksatmadan yerine getirmesi şarttır.
Kırk hafta süren hamilelik heyecanlı, mucizevi aynı zamanda da endişeli bir dönemdir. Herkes bebeğini sağlıkla kucağına almak ister ancak bazı gebeliklerde tehlikeli durumlar ortaya çıkabilir. Buna “Riskli Gebelik” kanamaları da riskli gebelik nedenlerinden biridir. Bazı hamilelik kanamaları fizyolojik yani normal kabul edilirken, hamilelikte yaşanan bazı kanamalar tehlikeli kabul daha iyi anlaşılması için hamilelik kanamalarını gebelik haftasına göre 3 bölümde gebelik kanamaları 0-14 hafta gebelik kanamaları 14-28 hafta gebelik kanamaları 28-40 hafta Hamilelik Kanamaları 1-3 aylık hamilelikTutunma Kanaması İmplantasyon KanamasıDüşük Tehlikesi Abortus İmminensDüşük AbortusBoş Gebelik Anembriyonik GebelikDış Gebelik Ektopik GebelikÜzüm Gebeliği Mol GebelikHamilelik Dışı Nedenler2. Trimester Hamilelik Kanamaları 4-7 aylık hamilelikPlasenta previa Eşin önde gelmesiDekolman Plasenta Ablasyo Plasenta3. Trimester Hamilelik Kanamaları 8-9 aylık hamilelikHamilelikte Yaşanan Hangi Kanamalar Tehlikelidir?Hamilelikte kanama yaşamamak için önceden önlem alınabilir mi? Hamilelik Kanamaları 1-3 aylık hamilelikGebeliğin ilk 3 ayında olan kanamaların nedenleri şunlar kanaması İmplantasyon kanamasıDüşük tehlikesiDüşükBoş gebelikDış gebelikMol gebelik Üzüm gebeliğiHamilelik dışı nedenlerTutunma Kanaması İmplantasyon Kanaması“1 aylık hamilelikte kanama olur mu? 1 aylık hamilelikte kanama olması normal midir?” soruları en çok sorulan sorulardan biridir. 1 aylık hamilelikte bazen kanama olabilir. Bu kanamanın nedeni embriyonun rahime tutunmasıdır. İmplantasyon kanaması da denilen erken gebelik kanaması genelde 1-2 gün sürer ve geçer. Bu kanama fizyolojik yani normal kabul edilir ve herhangi bir şey ifade kanamasının esas düşük tehlikesinden ayırt edilmesi gerekir. Bunun ayrımı biraz zor olmakla beraber genelde ultrasonla ayırım doğum pratiğinde hamileliğin başında kanaması olan hastalara bunun tutunma kanaması olduğu yani endişe etmemeleri gerektiği anlatılır. Ama yine de hastaya düşük tehlikesi de olabileceği bu nedenle dikkat etmesi gerektiği bilgisi olan hastanın mümkün olduğu kadar istirahat etmesi ve cinsel ilişkiye girmemesi gerektiği tavsiyelerinde bulunulur. Gerekli hastalara ise düşük önleyici tedavi başlanır. İlişkiden sonra kanama hamilelik belirtisi Tehlikesi Abortus İmminensDüşük tehlikesi her 4 gebe kadından 1’inde görülür 1. Düşük tehlikesi olan hamilelerin ise %25’i düşük yapar 2.Düşük tehlikesinde pembe, kahverengi gibi kan renkleri olabilir ve düşük riskinin olduğunu ifade tehlikesi olan hastaların ultrasonda kanama alanı görülebilir. Kanama alanının görülmesi düşük tehlikesini biraz artırsa da, bu durum bebeğin kesin düşeceği anlamına tehlikesi tanısı alan bir hastanın istirahat etmesi, cinsel ilişkiye girmemesi ve düşüğü engelleyici ilaç tedavisi alması AbortusHer 4 kadından biri düşük yapar. Düşük kanaması tutunma kanaması veya düşük tehdidindeki kanamaya göre daha fazladır. Kanama ile beraber genelde kasık ağrısı da tanısı esas ultrasonla konur. Daha önce ultrasonda görülen gebelik kesesinin ultrasonda görülmemesi düşük tanısını gebelik ultrasonla görülemeyecek kadar küçükken düşük olursa, tanı kanda gebelik testi bhcg testi ile konur. Önceki BHCG değerine kıyasla değerin düşmesi düşük tanısını koydurur. Düşük olduysa BHCG değeri sıfırlanana kadar BHCG takibi yapmak gerekir. Böylelikle dış gebelik veya üzüm gebeliği mol gebelik atlanmamış sonrası içerde parça kalıp kalmadığı ultrasonla kontrol edilmelidir. Eğer rahimde parça kaldıysa kürtaj ile rahimin temizlenmesi kanamanın ve enfeksiyonun gelişmesini önlemek açısından çok Gebelik Anembriyonik GebelikBoş gebelikte gebelik kesesi ultrasonda görünür ama içinde embriyo görülmez. Gebelik kesesi 25mm e ulaşmasına rağmen embriyo görülemiyorsa boş gebelik tanısı gebeliğin %90 nedeni bebekte kromozomal anomali olmasıdır. Boş gebelikte vücut sağlıksız olan gebeliği atmak ister, bu nedenle ara kanamalar olur. Boş gebelik tanısı konduktan sonra bir süre kendiliğinden düşüğün olması için kendi kendine düşük olmuyorsa kürtaj ile gebeliğin sonlandırılması gerekir. Çünkü sağlıksız gebelik uzun süre rahimde kalırsa DIC Dissemine İntravasküler Koagülasyon denilen zehirlenmeye neden Gebelik Ektopik GebelikDış gebelikte embriyo rahim dışı bir yere tutunmuştur. Genellikle de dış gebelik tüplerde görülür. Dış gebelikte BHCG 1500-2000 mıu/ml olmasına rağmen transvajinal ultrasonla gebelik kesesi görülmezse dış gebelik tanısı konur. Çünkü normal gebelikte BHCG >1500 olduğunda ultrasonla gebelik kesesi gebelik anne mortalitesinin önemli nedenlerinden biri olduğu için gözden kaçırılmaması gerekir. Dış gebelik de vajinal kanama ve kasık ağrısı şeklinde belirti verir. Bu nedenle hamilelik kanamaları nedenleri arasındadır ve gözden kaçırılmaması gerekir 3.Üzüm Gebeliği Mol GebelikMol hidatiform halk arasındaki adıyla “üzüm gebeliği” de hamilelik kanamaları arasındadır. Üzüm gebeliğinin tanısı ultrasonla, kanda bhcg değerinin çok yüksek olması ve esas patoloji ile hayatını tehdit edecek kadar ciddi kanamaya neden olabileceği için gözden kaçırılmaması gerek hamilelik kanama nedenleri Dışı NedenlerHamilelik kanamalarının altında hamilelik dışı nedenler de olabilir. Bu nedenler jinekolojik, üriner sistem veya gastrointestinal nedenler kanamasının jinekolojik nedenleri arasında rahim ağzında yara, polip veya miyom sayılabilir. Bu nedenle kanaması olan bir gebenin spekülüm ile muayene edilmesi ve bu jinekolojik problemlerin olup olmadığının araştırılması nedenler dışında idrar yolu enfeksiyonu, taş veya anal fissür, hemoroid de kanama yapar. Hasta yanlışlıkla bu kanamanın vajinadan geldiğini düşünebilir. Bu nedenle kanamanın vajinal kanama olup olmadığından emin olmak Trimester Hamilelik Kanamaları 4-7 aylık hamilelikHamileliğin 14-28 haftası olan kanamanın nedenleri şunlar doğumPlasenta previa Bebeğin eşinin önde olmasıDekolman plasenta Ablasyo plasenta, bebeğin eşinin erken ayrılmasıİdrar yolu enfeksiyonuHemoroid, anal fissürJinekolojik nedenlerPlasenta previa Eşin önde gelmesi7,8,9 aylık hamilelikte kanama nedenleri arasında plasenta previa eşin önde olması vardır. Plasenta previa 200 gebeden 1’inde görülür. Normalde plasenta rahim ağzına yakın değildir. Ama plasenta previa durumunda eş rahim ağzına yakın yerleşimlidir. Eğer rahim ağzını tam kapatıyorsa total plasenta previa, az kapatıyorsa parsiyel plasenta previa, kapatmıyor ama aşağıya uzanıyorsa aşağı yerleşimli plasenta adını previa vajinal kanama ile belirti verir. Kanama ile beraber ağrı olmaz. Eğer kanama yoğunsa acil sezaryen gerekir. Bebeğin eşi önde ise normal doğum şansı yoktur. Ama aşağı yerleşimli plasentada kanama yoksa normal vajinal doğum previa kanama nedeniyle anne hayatını tehlikeye sokar. Bebek ile ilgili genelde sıkıntı olmaz. Erken doğum yaptırılması gerekirse prematüriteye bağlı bebekte bazı problemler Plasenta Ablasyo Plasenta7,8,9 aylık hamilelikte kanama nedenlerinden biri de dekolman plasentadır eşin erken ayrılması. Dekolman plasenta vajinal kanama ve kasık ağrısı uterus kasılmaları şeklinde belirti verir. Dekolman plasentada bebeğin eşi rahim duvarından ayrılır. Ayrılmanın derecesine göre bebeğe kan akımı gitmez. Ciddi ayrılma varsa dakikalar içinde bebek kaybedilebilir. Bu nedenle dekolman plasenta acil bir durumdur ve sezaryen ile acilen doğumun gerçekleştirilmesini 6, 7, 8, 9. Aylarında vajinal kanama ile beraber doğum sancısı olan kadında ilk akla gelmesi gereken problemdir. Özellikle gebelik tansiyonu, preeklampsi problemi olan gebelerde dekolman plasenta riski daha da Trimester Hamilelik Kanamaları 8-9 aylık hamilelikHamileliğin 28-40 haftaları arasında olan kanama nedenleri 2. Trimester gebelik kanamaları ile aynıdır. Farklı olarak 3. Trimesterde 8,9 aylık hamilelikte kanamanın nedeni halk arasında “nişan gelmesi” olarak da bilinen gelmesi doğumun habercisidir. Nişan geldikten sonra genelde 24 saat içinde doğum başlar. Ama yine de doğumu yaklaşmış bir kadında olan kanamaya nişan demeden önce kanamanın nedeni dekolman plasenta denilen durumda da kanama olur ve bu kanama nişan gelmesindeki kanamaya benzer. Dekolman plasenta acil bir durumdur ve çok acil bir şekilde doğumun gerçekleştirilmesi gerekir. Eğer doğumu gerçekleştirmekte geç kalınırsa bebek kaybedilebilir veya bebek oksijensiz kalıp serebral palsi denilen durumla karşı karşıya Yaşanan Hangi Kanamalar Tehlikelidir?Hamilelikte yaşanan 2 kanama tehlikeli kabul edilmez. Bunlar hamileliğin 1. Ayında görülen tutunma kanaması ve hamileliğin ayında görülen nişan gelmesi hastayı muayene etmeden olan gebelik kanamasına normal demek doğru değildir. Anne ve bebek için tehlikeli olan kanama nedenleri ekarte edildikten sonra olan kanama fizyolojik kabul edilebilir. Bu da ancak ayrıntılı muayene ve ultrasonla belli kanama yaşamamak için önceden önlem alınabilir mi?Daha önce tekrarlayan düşük öyküsü olan hastalarda, tekrar hamile kalmadan önce düşüğe neden olan bazı faktörlerin araştırılması gerekir. Bunlar;Pıhtılaşma testleriTSHİlaçlı rahim filmi HSGGenetik testlerBu testlerde bozukluk var ise buna göre önlem alıp, ondan sonra gebelik planlanması gerekir. Bunlar dışında ne yazık ki hamilelikte kanama yaşamamak için önceden alınabilecek bir önlem kanamayı durdurmak için progesteron türevi ilaçlar bazı hastalarda işe yarayabilir. Hamilelik kanamasını durdurmak için klinik pratikte çoğunlukla progesteron türevi ilaçlar kullanılmaktadır. Ancak bu hap, fitil ve iğneler sadece progesteron eksikliğine bağlı kanaması olan hastalarda işe bebek tedavisi sonrası olan tekiz gebeliklerde veya ikiz gebeliklerde progesteron içeren ilaçlarla luteal destek sağlanarak düşük Clinical Guidelines. Maternity and neonatal clinical guideline. Early pregnancy loss. Brisbane Queensland Health, 2011. Search PubMedKing Edward Memorial Hospital. Clinical guidelines – Ectopic pregnancy. Subiaco, WA Department of Health, 2014. Search PubMedUpToDate. Approach to the evaluation of early pregnancy bleeding. Alphen aan den Rijn, South Holland Wolters Kluwer, 2016.
Özel Koru Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Operatör Doktor Zahide Küçük ile Hamilelik öncesi ve hamilelik esnasında nelere dikkat edilmesi gerektiğine dair röportaj yaptık. İşte Zahide Küçük'ün sorulara verdiği cevaplar Gebelik öncesinde neleri yapmalı, neleri yapmamalıyım? Çocuk sahibi olma kararının alınması ve doğuma hazırlık, şüphesiz insan yaşamının en heyecan verici süreçlerden birini oluşturur. Sağlıklı bir gebelik ve doğum süreci için hamile kalınca değil, gebelik planlandığında kadın doğum hekimi ile görüşülmeli ve takip düzenli aralıklarla gebelik boyu devam etmelidir. Gebelik düşünen anne adayının öncelikle kadın doğum uzmanına başvurması, sağlıklı bir gebelik, doğum eylemi ve doğum sonrası dönem için çok kalmayı planlayan bir kadın, gebelikten en az 1 ay önce 0,4 mg/gün folik asit desteği almalı ve bu desteği gebeliğin ilk 3 ayı boyunca devam ettirmelidir. Bebeğin merkezi sinir sistemi gelişmesi için, özellikle gebeliğin ilk haftalarından itibaren folik asit alınması çok önemlidir. Folik asit desteği ile bebeğin beyin dokusundan başlayıp omuriliğini içine alan yapıda oluşan 'nöral tüp defekti riski' anlamlı bir şekilde azaltılmış olur. Hamile kalmaya karar verildiği andan itibaren, eğer kullanıyorsanız sigarayı bırakmanız gerekmektedir. Alkol kullanımı tümüyle bırakılmalı, uyuşturucu, sakinleştirici gibi ilaçları kullanmaya son vermelisiniz. Kafeinli içecekleri de azaltmalısınız. Antidepresan ilaç alıyorsanız doktorunuza danışarak önceden bırakmanızda yarar var. Ağrı kesici almanız gerekiyorsa, mümkün olduğunca parasetamol içerikli ilaçları kullanmalısınız. Yüksek tansiyon, şeker hastalığı, guatr, anemi veya başka bir sistemik hastalığın olması durumunda, bunlarla ilgili doktorunuza tekrar başvurmalısınız ve hamileliğe hazırlık döneminde ve hamilelik süresince planlanacak tedavi yöntemleri için görüşmelisiniz. Çünkü bu hastalıklar için kullanılacak ilaçlar, gebelik oluşumuna engel olabilir ya da gebelik oluştuğunda bebeğe zara verebilir. Anne adaylarında kansızlık varsa gebelikten önce tedavi ettirmelidir. Tiroid hormonlarına bakılmalıdır. Guatr hastalığı olanlar da gebe kalmaya engel olabileceği gibi, gebeliğin ilk aylarında bebeğin sağlıklı oluşmasına da engel olabilir. Gebeliğin ilk belirtileri nelerdir?Döllenmiş yumurtanın, annenin rahmine yerleşmesiyle birlikte, gebelik hormonu dediğimiz BHCG hızla yükselmeye başlar ve 10. haftada maksimum seviyesine gelir. BHCG'nin yükselmeye başlamasıyla beraber bulantı, kusma, baş dönmesi başta olmak üzere koku duyarlılığı, göğüslerde hassasiyet, aşırı yorgunluk, sürekli uyku ve yorgunluk halleri, sebepsiz sinirlenme, ağlama nöbetleri ya da sebepsiz mutluluk gibi ani duygusal değişimler, kasıklarda ağrıya benzer bir his, sık idrara çıkma ve bel ağrıları görülmeye başlar. Doktor kontrolüne ne zaman başlanmalı, ne sıklıkta devam edilmeli? İdeal olanı, anne adayının gebelikten şüphelendiğinde veya gebelik testi pozitif çıktığında, doktor kontrollerine başlanmasıdır. Bunun amacı, risk faktörlerinin ortaya çıkarılarak takip şeması çizmek, dış gebelik ve mol gebeliği gibi, erken dönemde ortaya çıkarılabilen normal dışı gebelik durumlarının tanısını koymak ve son adet tarihine göre belirlenen gebelik haftası ile ultrasonografide saptanan gebelik haftasının birbirine uyumlu olup olmadığını tespit etmektir Herhangi bir risk faktörü olmayan anne adayı, hiçbir şikayeti olmasa bile ideal olarak 28. gebelik haftasına kadar dörder haftalık, 28-36. haftalar arasında ikişer haftalık aralıklarla, 36. haftadan doğuma kadar haftada bir doktor kontrolüne gelmelidir. bu sıklık elbette gebeden gebeye, gebeliğin risk göre değişebilir Gebelikte kanama olması durumunda ne yapmalıyız?Gebeliğin herhangi bir haftasında yaşanan kanama, muhakkak ciddiye alınmalı ve nedeni araştırılmalıdır. Ama yine de bilinmesi gerekir ki, çoğu vakada önemli bir durum yaşanmadan kanama kendiliğinden düzelebilir. Gebeliğin hangi döneminde olduğuna bağlı olarak kanamanın farklı sebepleri vardır. Gebeliğin ilk üç ayındaki kanamaların en sık sebebi düşük tehdididir. Bunun dışında mol gebelik, dış gebelik gibi durumlarda da kanama olabilir. Doktorunuza muayene olduktan sonra kanama durumunda yapmamız gerekenler Kanamanız varsa ilk yapmamız gereken yatak istirahatıdır. Bu süreçte cinsel ilişkiden kaçının, Ağır yük kaldırmaktan ve ağır iş yapmaktan kaçının,Stresten uzak durun, Doktorunuzun vereceği önerileri dikkate alın, eğer doktorunuz kanamayı durdurmaya yönelik ilaç başlamışsa, bunu düzenli bir şekilde kullanın. Kanamanızın artması ve parça düşürme ile karşılaşmanız durumunda, yeniden doktorunuza başvurun. Gebeler genel olarak nasıl beslenmeli? Gebelikte sağlıklı beslenme hem hamileler hem de bebekleri için çok önemlidir. Tek taraflı beslenmeden kaçınmaya, sağlıklı proteinlere ağırlık vermeye, sağlıklı yağ, vitamin ve mineralleri dengeli almaya, karbonhidrat ihtiyacını sağlıklı/düşük glisemik indeksli karbonhidratlardan karşılamaya özen gösterilmelidir. Gün içerisinde az az ve sık sık yemek yenmesi sindirim açısından daha iyidir. Yemek aralarında ara öğün olarak taze yada kuru meyveler, kuruyemişler tercih edilebilir. Gebelik süresince protein içeriği fazla olan balık, baklagiller, et ve yumurta bolca tüketilebilir. Süt ve süt ürünleri tüketimi önemlidir. Özellikle ev yapımı yoğurt, kefir gibi gıdalar tercih edilebilir. Gebelikte bol su alınması faydalıdır. Suyun yanında maden suyu, ayran, ıhlamur, nane, kuşburnu, limon gibi içecekler tüketilebilir. Bitki çaylarından poşet şeklinde olanlar boya maddesi içerebileceği için, doğal olan bitki çayları tercih edilmelidir. Çay, kahve tüketimi kısıtlanmalı, kola gibi asitli/gazlı içeceklerden uzak durulmalıdır. Günde en az bir öğün et, tavuk ya da balık tüketimi uygundur. Bunları hazırlanmasında haşlama, ızgara daha sağlıklıdır. Her öğünde taze sebze salata veya söğüş olarak ve mevsiminde ve pişmiş zeytinyağlı bir sebze yemeği yemeye gayret gösterilmidir. Her öğünde bir miktar protein alınmalıdır. kahvaltıda yumurta, peynir ve öğünlerde yoğurt, ayran vb olabilir Haftada iki akşam balık, diğer günlerde de kırmızı et ve kurubaklagil tüketilmelidir. Ara öğünlerinizde sağlıklı atıştırmalıkları; hurma, gün kurusu kayısı, incir, erik, vişne gibi kuru meyveleri, çiğ badem, fındık, fıstık, ceviz gibi kuruyemişleri aşırıya kaçmadan tüketilebilirsiniz. Kalsiyum kaynağı olarak, tam yağlı süt ve süt ürünlerinin, bebeğin kemik gelişimini karşılamaları için yeterli miktarda alınması iki subardağı süt içilmesi, bir küçük kase yoğurt yenmesi ve iki kibrit büyüklüğünde peynir yenmesi ile bu miktarda kalsiyumu alma olanağı vardır. GEBELİĞİMDE HANGİ YİYECEKLERDEN UZAK DURMALIYIM? Bebeğin gelişimi için önemli olan besinler, plasenta ve göbekbağı üzerinden bebeğe ulaşır. Bebeğin kirlettiği malzemeler ise yine aynı şekilde geri gönderilir. Anne ise gerekli temizliği yapıp maddeleri geri gönderir. Bütün bunlar olurken, anne ve bebeğin kanı birbirine karışmaz ve bu, tüm hamilelik dönemi boyunca böyle devam eder. Belli başlı birkaç yiyecek, özellikle toksoplazma riskini artırdığından mutlaka dikkatli alınmalı veya beslenme programından/diyetten tamamıyla çıkarılmalıdır. Bunların başında çiğ kırmızı et çiğ köfte, çiğ yumurta ve çiğ süt gibi ürünler geliyor! Hamilelik döneminde tüketilmesi sakıncalı olan yiyecekler şöyle özetlenebilir Az pişmiş ya da çiğ olan her türlü kırmızı et, tavuk, deniz ürünleri ve yumurtadan uzak durun! Az pişmiş hayvansal gıdalar, pek çok zararlı bakteri ve virüs içermektedirler. Bu tür gıdaları tüketmeden önce, mutlaka iyice piştiklerinden emin olun. Salam, sucuk, sosis gibi işlenmiş gıdalardan sakının! Konserve ürünlerden, katkı maddesi içeren gıdalardan, asitli, şekerli içeceklerden ve aşırı miktarda kafeinli içeceklerden uzak durun. Fastfood ürünlerinden, patates cipslerinden, hazır bisküvilerden, fırın/pastane ürünlerinden, paketlenmiş ızgara ürünlerinden içerebileceği zararlı maddelerden dolayı uzak durun! Kılıç balığı, köpek balığı, tuna balığı gibi yüksek oranda cıva içeren balıkları yemeyin! Bu madde beyin ve sinir gelişimini olumsuz etkileyebilmektedir. Pastörize edilmemiş süt ve süt ürünlerinden uzak durun! Süt, yoğurt, peynir gibi besinleri tüketirken bunların mutlaka yeterli pastörizasyon işleminden geçtiğinden emin olun! Besin alerjisine yol açabilecek gıdalardan uzak durun! Bira, şarap gibi alkol içeren içeceklerden sakının! GÜNLÜK HAYATLA İLGİLİ KÜÇÜK İPUÇLARI Duruş pozisyonu Gebeliğiniz boyunca sırtınızı gerip dik durmaya çalışın, sırtınıza fazla yük bindirmeyin. Yaptığınız her harekette bebeğinizi düşünün. Ağır kaldırmayın ve belinizi koruyun. Özellikle sırt ağrılarının önlenmesinde dik duruşun çok önemli bir yeri vardır. Eşya taşıma Yerden bir şey kaldırırken dizlerinizi büküp sırtınızı dik tutmaya çalışın, belinizden direk eğilmeyin. Kaldıracağınız eşyaya uzak durmayın, olabildiğince yaklaşın. Yüksek bir yerden bir eşya indirmeyi ise siz yapmayın. Nasıl ev eşi yapmalı? Gebeliğinizde ev işlerine kendinizi çok yormayacak, ağır iş olmayacak şekilde yapmaya devam edebilirsiniz. Ev işleri yaparken, toz alırken, yerleri temizlerken ayakta belinizi bükerek öne eğilmek yerine dizlerinizin üzerinde durarak ev işlerinizi yapın. Temizlik için olabildiğince ekolojik/organik ürün kullanmaya çalışın, bu temizlik ürünlerini kullanırken evinizin hava almasını sağlayın, ellerinize eldiven giyin. Temizlik ürünleri ile direk temas etmeyin. Çalışma hayatı Gebeliğinizde düşük yapma, kanama, erken doğum eylemi gibi risk faktörünüz yoksa 32. haftaya kadar çalışmaya devam edebilirsiniz. 32. haftada isterseniz doğum iznine ayrılabilir, isterseniz 37. haftaya kadar çalışmaya devam edip bu 5 haftalık süreyi doğum sonrasına ekleyebilirsiniz. GEÇMEK BİLMEYEN KASIK, BEL AĞRILARI Gebelikte çeşitli nedenlerle zaman zaman karın ve kasık ağrısı hissedilebilir. Bu ağrıların birçoğu, gebelikte beklediğimiz önemsiz ve tedavi gerektirmeyen ağrılardır. Gebeliğin ilk haftalarında kasıklarınızda, kalça ve belinizde ağrı hissi ile karşı karşıya kalabilirsiniz. Rahim büyürken onu tutan bağ dokuları gerilir. Ağrının sebebi de bu gerilmedir. Rahatsızlık verici olsa da, endişelenmenize gerek yoktur. Gebeliğin son aylarında ise ağrı hissetmenizin en sık nedeni, yalancı doğum ağrılarıdır. Bu ağrılar düzensiz aralıklarla gelen hafif şiddette olan, dinlenmekle geçen ağrılardır. Beraberinde kanama, lekelenme gibi bir durum olmaz. Eğer ağrılarınız sık ve şiddetli geliyorsa ve dinlenmekle geçmiyorsa, mutlaka doktorunuza başvurun, gerçek doğum sancıları veya erken doğum eylemi belirtisi olabilir. Gebelikte ağrıyla birlikte vajinal kanamanız varsa mutlaka doktorunuza başvurun. Karın ve/veya böğür ağrısına eşlik eden ateş, bulantı, kusma, idrar yaparken yanma veya idrarda kan gibi şikayetler idrar yolları enfeksiyonundan kaynaklanıyor olabilir. Gebelikte kasık, bel ve sırt ağrılarına karşı öneriler Ağrınız olduğunda, ılık bir banyo gevşemenize ve sancılarınızın hafiflemesine yardımcı olur. Ayrıca dinlenmekle ya da egzersiz yaparak da rahatlayabilirsiniz. Gebeliğinizde fazla kilo almamaya çalışın, bu fazla kilolar sırt ve bel ağrılarınızın artmasına neden olabilir. Ağır yük kaldırmayın, kendinizi zorlayacak hareketlerden kaçının, yerden bir şeyler almanız gerektiğinde belden eğilerek almak yerine dizlerinizi kırarak çökün ve aldıktan sonrada aynı şekilde doğrulun. Sert bir yatakta uyuyun. Gebeliğe uygun yatış pozisyonunda yatın. Sabahları yataktan birden kalkmak yerine, yavaş yavaş kalkın. Gebelikte ayakkabı seçimine özellikle dikkat edin! Çok düz yada çok yüksek topuklu ayakkabılar giymeyin. Ağrılarınız dayanılmayacak kadar şiddetliyse yada bu önerilere rağmen geçmiyorsa mutlaka doktorunuza başvurun. GEBELİKTE ORUÇ TUTABİLİR MİYİM? Normalde insanlar açlığa uzun süre dayanabilirken gebelikte bu süre üçte bir oranında azalmıştır. Nitekim dinimizde de gebelik ve emzirme dönemindeki kadınlar için oruç yükümlülüğü yumuşatılmıştır. Gebeler, hem kendileri, hem de taşıdıkları bebekleri için daha fazla miktarda kalori, protein, vitamin ve minerale ihtiyaç duyarlar. Hamilelikte oruç tutmak isteyen anne adaylarının özellikle buna dikkat etmesi, sahurda ve iftarda alınacak gıdaları, hem kendisinin, hem de bebeğinin ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde ayarlanması gerekir. Gebeliğin ilk 3 ayında genelde bulantı ve kusma olması nedeniyle, anne adayı yeterince beslenemez. Ayrıca bu dönemde oruç tutmasıyla birlikte, özellikle sıvı yetersizliği, hipoglisemi ve ona bağlı bayılma veya halsizlik çok daha belirginleşebilir. Son aylar bebeğin hızlı büyüdüğü ve kilo aldığı dönemlerdir. Bu aylarda uzun süren açlıklar, hem bebeğin az kilo almasına, hem şeker düşmesine, hem de aşırı sıvı kaybına bağlı olarak bebekte sıkıntı oluşmasına neden olabilir. Gebelikte oruç tutmayla ilgili bir diğer önemli konu ise, anne adayının farklı hastalıklarının olup olmadığıdır. Anne adayının hamilelikle birlikte şeker hastalığı, hipertansiyon, aşırı kansızlık ve erken doğum tehdidi gibi ek hastalıkları mevcutsa, oruç tutmak ciddi sorunları tetikleyebilir. Bu durumda doktoru tarafından oruç tutmasına izin verilmeyebilir. Oruç tutmak isteyen gebeler için ne önerirsiniz? Mutlaka sahura kalkın ve dengeli beslenin. İftar ve sahur arasında 2-2,5 litre su için. Kafeinden uzak durun. Beslenme kısmında bahsettiğimiz beslenme kurallarına uyun. Özellikle taze sebze ve meyvelerin tüketilmesine önem verin. Yumurta, et, tavuk, balık, kuru baklagilleri her gün çeşitlendirerek protein alımını artırın. Çok şekerli ve yağlı gıdalardan, tatlılardan, kızartmalardan kaçının. Hafif sütlü ve meyveli tatlıları tercih edin. Mevsimine uygun meyve kavun, karpuz, kiraz, kayısı vb ve sebze enginar, bakla, semizotu gibi tüketin. Gün içinde alınması gereken kalori ihtiyacını, iftar ve sahur arasında dağıtın. İftarda hafif gıdalar alın, sindirimi zor yemeklerden uzak durun, iftarın sonrasında bir veya iki öğün daha yemek yiyin ve sahur yapmayı ihmal etmeyin. Gündüz saatlerinde ve sıcak havalarda daha fazla dinlenin, böylece terleme yoluyla sıvı kaybını azaltmış olursunuz. Oruç tutarken bebek hareketlerinde azalma hissederseniz mutlaka doktorunuza başvurun. EPİDURAL ANESTEZİLİ NORMAL DOĞUM AĞRISIZ DOĞUM Ağrısız/epidural doğum nedir?Ağrısız doğum ya da prenses doğumu dediğimiz doğum şeklinde, doğum sancıları başladıktan ve rahim ağzı açıklığı 4 cm olduktan sonra, epidural bölgeye kateterle ilaç verilir. Bu sayede, anne adayı sancılarını ağrı şeklinde değil de sadece kasılmalar şeklinde hisseder. Epidural anestezi doğru uygulandığı takdirde, anne adayına ve doğacak bebeğe olumsuz bir etkisi olmaz. Ancak birçok ilaçta olduğu gibi, bu yöntemde de tansiyon düşmesi, göz kararması, baş dönmesi gibi yan etkiler ortaya çıkabilir ama bunlar kısa sürelidir. Doğum sancısı, bazı kadınların hayatında, yaşadıkları en dayanılmaz ağrı olarak hissedilebilir, keyifsiz bir deneyime dönüşebilir. Bu nedenle son yıllarda doğum için belden uyuşturmalı ağrı kesici tekniklerinin kullanımı çok yaygınlaşmıştır. Ağrısız doğum, kasılmalar düzenli hale geldikten sonra rahim ağzı yaklaşık % 60-70 incelip, açıklığı 4cm'e ulaşınca, sancılar anneyi ciddi olarak rahatsız etmeye başlarsa uygulanır. Daha önce uygulanması, kasılmaları etkileyip doğumu geciktirebilir. Anne adayı gereksiz ağrı çekmiş olur, hem de ağrılar daha sık geleceğinden işlem süresince hareketsiz kalamaz ve epidural uygulanması zorlaşabilir. Epidural uygulandığında, anne adayı baskıyı, dokunmayı hisseder, hatta kalkıp yürüyebilir ama ağrıyı hissetmez. Normal doğum için gerekli olan doğum sancısı, kasılmalar vardır ama rahatsız etmez. Epidural anastezi anne adayını sersemletmez, hasta hissettirmez. Doğum stresinin çoğunu giderir, kaslarda gevşeme ve rahatlama sağlar. Sancıları ağrı olarak değil, basınç ve kasılma olarak hisseder. Anne çıkım esnasında kasılmalara eşzamanlı ıkınarak doğuma katılabilir. Normal doğum mu? Sezaryen mi? Bu sorunun cevabı, elbette normal doğum. Her şeyin normal seyrettiği bir gebelik mevcutsa, annenin pelvisi doğum için uygunsa, bebek iri değilse, sezaryen gerektirecek acil bir durum yoksa, tabii ki normal doğumu öneririz. Ancak sezaryen olmanız gereken bir durum varsa, illa normal doğuracağım diye saplantı içinde olmamak gerekir. Sonuç olarak önceliğimiz, önerimiz, isteğimiz normal doğum, ancak gerekli durumlarda sezaryendır. Sezaryen yapılması gereken durumlar nelerdir? Bebeğin başının anne çatısından geçememesi, annenin kemik çatısının çok dar olması, bebeğin eşinin rahim içinde yerleşim anormalliği, bebeğin başıyla doğum kanalına yerleşememesi makat geliş, yan duruş, el geliş, kordon gelişi gibi, bebeğin doğum süresince kalp atışlarının bozulması, bebeğin eşinin erken ayrılması, bebeğin kordonunun sarkması, gebelikte aktif genital siğil olması, doğumun ilerlememesi başlıca sezaryen nedenleridir Facebook'tan takip etmek için tıklayınız
gebelikte rahim içi kanama alanı